12 Eylül 1980 darbesi sonrası idam edilen ülkücülerin avukatı Şevket Can Özbay, darbenin Türk Milliyetçilerinin iktidarını engellemek için yapıldığını söyledi.

Türkiye Cumhuriyeti, 12 Eylül 1980 tarihinde dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren önderliğinde üçüncü darbe sürecini yaşadı. Darbe sonrası cezaevlerinde işkence sonucu 171 kişi olmak üzere yaklaşık 300 kişi hayatını kaybetti, 50 kişi ise idam edildi. O dönem Ülkücü gençlerin avukatlığını üstlenen Şevket Can Özbay, o yılları İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı.

Özbay, 12 Eylül darbesi öncesinde Türkiye’de anarşinin hat safhaya geldiğini hatırlattı. Her geçen gün şehirlerde çatışmalar yaşandığını belirten Özbay, insanların birbirlerini öldürmeye başlamasıyla ordunun idareye el koyduğunu kaydetti.

“CIA, darbeyi Türk Milliyetçilerinin iktidarını engellemek için yaptı”

Darbeden sonra Erzincan mahkemelerinde, Çorum olaylarına ilişkin savunmalar yaptığını söyleyen Özbay, darbenin arkasında ABD olduğuna işaret ederek, “Amerikalı üç tane isim verdim. 12 Eylül öncesi bunların görevi neydi? Şimdi neredeler? Çorum olaylarından önce, Çorum’dan, Maraş olaylarından önce, Maraş’ta bunlar görülmüş müydü diye sorular sordum. Verdiğim üç isim de Amerika’nın elçiliğinde görevliymiş. Ama şimdi ne yapıyorlar bilmiyoruz. Yani CIA, 12 Eylül’ü Amerikan Pentagon’un yahut CIA’in maşası olarak birtakım generalleri kullanıp Türk Milliyetçilerinin iktidarını engellemek için yaptı. Çünkü Tandoğan yürüyüşünde bir buçuk milyon MHP’li Ankara’da yürüyünce bu içeride olduğu gibi dışarıda da bütün güçlerin dikkatini çekti” diye konuştu.

Özbay, darbeden sonra gerçekleştirilen işkencelerin kan dondurduğunu söyledi. Her türlü işkencelere maruz kaldıklarına dikkati çeken Özbay, “İşkenceler, ateş yakarak ayak derilerini yakmak. Tırnak sökmek, elektrikle insanları hadım etmek ve insanlığından çıkartmak. Aç bırakmak, susuz bırakmak” dedi.

“Cezaevine gelenleri önce kuş kafesinin içine alıyorlardı”

Cezaevi şartlarının çok kötü olduğunu vurgulayan Özbay, günlerdir aç kaldıklarını dile getirerek, “Cezaevine gelenleri önce kuş kafesinin içine alıyorlardı. Ben de girdim bu kafesin içine. Binlerce ülkücünün avukatı olduğum halde. Kafeste diz üste oturup aşağı bakıyorsunuz şöyle. Kafa kaldırmak yasak. Gelen giden askerler sabahtan akşama kadar tellerinin arasından copla kafanıza, ensenize nereye gelirse vuruyorlar. Yani yüzlerce cop vuruyorlar” ifadelerine yer verdi.