Her mevsim geçişinin alerjik reaksiyonların ve gribal enfeksiyonların arttığı dönemler olduğunu belirten sağlık uzmanları çoğu kişinin bu dönemde bağışıklığını güçlendirmek için vitamin takviyesi kullanımına başvurduğunu ancak vitamin ve takviyelerin de mutlaka uzman hekim kontrolünde kullanılması gerektiğinin altını çizdiler.

Medicana Çamlıca Hastanesi FTR Uzmanı ve GETAT Ünitesi Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Erdal Dilekçi, “Uzman hekim kontrolünde, doğru tetkik ve kontroller sonrası vitamin ve takviyeleri bağışıklığı güçlendirir, bedende yenilenmeyi sağlar” dedi. Ozon terapi, damar içinden verilen glutatyon ve yüksek doz C vitaminin faydalarına dikkat çeken Doç. Dr. Erdal Dilekçi, “Hem bağışıklığı güçlendiriyor hem vücutta detoks etkisi yapıyor” dedi. Dilekçi, bu tür takviyelerin doktor kontrolü dışında kullanılmaması konusunda ise uyardı. Son dönemde bağışıklık sisteminin güçlü olmasının öneminin daha da anlaşıldığını ifade eden Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Ünitesi Sorumlu Hekimi Doç. Dr. Erdal Dilekçi, ozon terapi, glutatyon ve yüksek doz C vitamini takviyesi hakkında önemli bilgiler verdi.

Vücut toksinlerini Glutatyon ile temizleyin

Herhangi bir sağlık sorunu yaşamadan da bağışıklığın güçlü tutulması yönünde bir farkındalık oluştuğunu belirten Doç. Dr. Erdal Dilekçi, “Glutatyon insan vücudunu her hücresinde özellikle hücre içerisindeki yapıların hareketini sağlayan bileşik. Bu toksinlerle ve yaşla birlikte vücutta azalıyor. Bunu özellikle bağışıklığı güçlendirmek için kullanıyoruz. Aynı zamanda karaciğere destek oluyor. Bu yapay bir madde değil vücutta olan ve gerçekten vücudumuzun her hücresinde olan bileşik. Yaşla, enfeksiyonlarla, doğru beslenilmediği zaman oluşan toksinlerle birlikte azalıyor. Bizim sağlıklı yaşam için gerekli olan şeyimiz bu toksinleri atmak. Glutatyon vücutta en önemli antioksidan, toksinleri atan mekanizmayı oluşturan bileşik. Biz bunun dışardan özellikle güvenilir formda doktor kontrolünde alındığı takdirde faydalarını görüyoruz. Hem bağışıklığı güçlendiriyor hem vücutta detoks etkisi yapıyor. Hem organları hem sistemleri hücresel düzeyden başlayarak yenileyen bir molekülden bahsediyoruz” diye konuştu.

C vitamini bağ dokusu, kaslar ve cilt sağlığı için kullanılan bir vitamin

Kulaktan dolma bilgilerle çok ciddi vitamin takviyeleri kullanıldığı uyarısında bulunan Doç. Dr. Erdal Dilekçi, “Öncelikle şunu söylememiz lazım hiç kimseye aynı vitamin aynı şekilde etki etmeyecektir. Kimin neye ihtiyacı varsa o bileşimde vitamin takviyesi verilebilir. İlla bütün yıl boyunca vitamin kullanacağız diye bir şey yok. Biz düzgün besleniyorsak, hareket ediyorsak bunlar bizim artımız olur. Ancak bağışıklığı güçlü tutmak için ihtiyaç dahilinde ara ara C vitamini almak bağışıklığa iyi gelir. C vitamini bizim bütün bağ dokusu, kaslar ve cilt için kullandığımız bir vitamin. O nedenle C vitamini takviyesi çok çok önemli. Ancak ağızdan alınan tabletlerde günlük 1 gramın üzerinde almak vücutta azalıyor. Bu nedenle özellikle ihtiyacı olanlara, damar yoluyla yüksek doz C vitamini takviyelerini öneriyoruz” ifadelerini kullandı.

Ozonun etki mekanizması

Son olarak da ozonun etkileri hakkında bilgilendirmelerde bulunan Uzmanlar açıklamalarında şunlara yer verdi:

“Ozon güçlü okside edici özelliğinden dolayı zararlı mikroorganizmaları öldürmenin yanı sıra vücutta zamanla biriken toksinleri de (yaşlanma, enfeksiyon, ilaç kullanımı, gıda katkı maddeleri, temizlik ve kozmetik ürünleri vb.) nötralize eder. Yaşa bağlı olarak ortaya çıkan reaktif oksijen türlerinin hücrelerde oksidatif hasar neden olduğu bilinmektedir. Bu duruma artmış oksidatif stres denmektedir. Ozon uygulaması ile düşük dozlarda vücuda reaktif oksijen verilmesiyle ortaya çıkan ürünlerin düşük miktarlarda (fizyolojik düzeylerde) başta hücre içi haberleşme olmak üzere biyolojik mekanizmalarda rol aldığı ve tedavi edici etkilere aracılık ettiği çok sayıda çalışma ile gösterilmiştir. Tekrarlanan düşük dozda ozon uygulamaları sonucunda antioksidan sistem güçlendirilerek oksidatif strese karşı direnç gelişir. Böylece yangıyı azaltan sitokin ve büyüme faktörlerinin yapımını artırır. Bu etkileri nedeniyle yara iyileşmesi, iskemik, romatizmal ve enfeksiyon hastalıklarının tedavilerinde kullanılmaktadır. Hücre yenilenmesini ve hücrenin oksijenlenmesini artırarak ‘gençlik iksiri’ ‘anti-aging’ etki gösterir. Kronik hastalıkların tedavisinde etkilidir. Ozon kırmızı kan hücrelerinin oksijen taşıma kapasitesini ve elastikiyetini ve kanın akışkanlığını artırarak oksijen azlığını giderir. Ayrıca damarlarda genişlemeye neden olarak ve damar tıkanıklıklarında yardımcı tedavi olarak uygulanmaktadır. Yağ hücreleriyle direkt etkileşime girerek kolesterolde azalmaya ve bölgesel yağ yakımına neden olur. Böylece kolesterol yüksekliği ve obezitede tedaviye eklenmesi önerilir. Kan şeker düzeyini düşürür. Diabetes mellitus-şeker hastalığında kullanımı güçlü bir kan şekeri düzenlenmesini sağlar. Kireçlenmelerde kıkırdak kaybını azaltarak ve eklem içi sıvılarının ve kıkırdak yapımını uyararak eklem ağrılarında azalma ve hareket kabiliyetinde artma sağlar. Osteoartrit başta olmak üzere kireçlenme, bel ve boyun fıtığı, eklem hasarı, menisküs yırtığı gibi kas iskelet sistemi rahatsızlıklarında etkilidir.

Ayrıca solunum ve dolaşım sistemi hastalıklarının tedavisinde de yararlanılan ozon terapisi; diyabet, astım, KOAH hastaları üzerinde olumlu etkiler oluşturur. Diyabetin özellikle ayak bölgesinde neden olduğu uyuşma ve ağrı gibi semptomların azaltılması ve dolaşım bozukluklarının tedavi edilmesinde uygulanmaktadır. Kandaki oksijen seviyesini arttırması ve hastaların nefes almasını kolaylaştırmasıyla da solunum yolu hastalıkları üzerinde etkili olmaktadır. Yara ve enfeksiyon hastalıklarının da tedavisinde kullanılan ozon, mikrop ve bakterilerin üremesine engel olarak dokuların iyileşmesini hızlandırmaktadır. Özellikle kronik ve iyileşmeyen diyabet ve yatak yaraları, varis ve yumuşak dokuda görülen enfeksiyon ve yaralanmalarda etkili sonuçlar alınmaktadır.”