EastMed Battı

EastMed Battı
Prof. Dr. Ata Atun


İtalyan Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi’nde konuşan ENI CEO’su Claudio
Descalzi’nin, Türkiye’nin katılımı olmadan ve Türkiye’siz, EastMed boru hattı için
yapılacak herhangi bir anlaşmanın, planlamanın ve inşasının imkânsız olduğunu
resmi olarak belirtti. Bu konuşma, bizim beklediğimiz bir konuşma. Türkiye-Libya
arasında imzalanan Deniz Yetki Alanları Anlaşmasını ortaya koyması ve sözlerini
“İsrail, Kıbrıs ve Yunanistan’ın, Türkiye’nin katılımı olmadan bir anlaşmaya
varabileceklerini hayal edemeyiz” bitirmesi konu ile ilgili gerçekleri bütün çıplaklığı ile
ortaya koyuyor.


Tüm bu açıklamalara karşın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Enerji Bakanlarının yıllardır,
hayallerinde inşa ettikleri EastMed boru hattı ile Doğu Akdeniz’de hem kendilerinin
çıkaracaklarına inandıklarını, hem de İsrail’in halen çıkartmakta olduğu doğal gazı,
Kıbrıs üzerinden Avrupa’ya taşınacağını ve bu boru hattının bölgedeki tüm siyasi
dengeleri değiştireceğini ısrarla söylemeleri ne denli hayal içinde olduklarını ortaya
koyuyordu.


1960-1974 yılları arasında Kıbrıs adasında, yönetim gücünü silah zoru ile ele geçirip,
kendilerinden sayıca az olan Kıbrıslı Türklere soykırım uyguladıkları, katlettikleri, Türk
köylerini ve evlerini yağmaladıkları, BM’nin Ortega Komisyonu tarafından 577 sayfalık
bir raporla ortaya konulmasına rağmen, konu Hristiyan Kıbrıslı Rumlar olunca, adına
Batı dünyası denilen emperyalist (yayılmacı) ülkelerin kıllarını kıpırdatmadıklarını
gördük. Rumlar da yaptıklarının üstünün bir şekilde örtüleceğini bildikleri için Kıbrıs
Türklerinin haklarını gasp etmeye ve istediklerini yaptırmaya devam edebilceklerini,
Batı Dünyasının Türkiye’ye istediğini yaptıracağını zannediyorlardı.


Kendilerinin artık eskiden yaptıkları gibi soykırım uygulayamayacaklarını, Türkleri
katledemeyeceklerini, “Bölgenin en güçlü ülkesi olan Türkiye’ye” ve Kıbrıslı Türklere,
tek başlarına karşı koyamayacaklarını ve arkalarında Batı dünyası olsa da artık söz
geçiremeyecekleri yönünde pek yol kat edemeseler de Doğu Akdeniz’de
(anavatanları) Yunanistan, İsrail ve Mısır ile Türkiye’ye karşı bir ittifak kurma yoluna
gitmeleri tedirginliklerini ele veriyor.


Hatırlayınız; Bundan birkaç yıl önce ile arkalarında her zaman olduğu gibi AB’nin
olacağını, Yunanistan, İsrail ve Mısır ile birlikte bir cephe yaratarak bölgeden
Türkiye’yi dışlayıp Doğu Akdeniz’in deniz dibindeki Petrol ve doğalgaz yataklarına
sahip olacaklarını hayal etmişler, çalışmalar başlatmışlardı. EastMed boru hattı ile
Türkiye-Libya arasında imzalanan Deniz Yetki Alanları Anlaşmasını, “nasıl olsa
AB’nin ve bölgedeki dostların yardımı ile Türkiye’ye baskı yapar kabul ettiririz”
düşüncesiyle girişimlerini devam ettirdiler.


Önce ABD hükümeti, Türkiye’yi karşısına alamayacağını bildiği için, EastMed boru
hattının teknik olarak inşa edilmesinin olanaksız olduğunu açıkladı, sonra da AB.
Son noktayı da, Rumların -sırf Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki Münhasır Ekonomik
Bölge haklarını çiğnemek hedefli- arama, sondaj ve çıkarma hakkı verdikleri ENİ
şirketinin CEO’su Claudio Descalzi “Türkiye olmadan bu boru hattı yapılamaz”
diyerek koydu.

Özetle, Rumların yıllardır çığırtkanlığını yaptıkları ve herkesi inandırmaya çalıştıkları
“EastMed boru hattı kurup, Afrodit parselinden çıkaracağımız doğalgazla birlikte
İsrail’in ve Mısır’ın doğal gazını Avrupa’ya taşıyacağız” hayalleri ve kandırmacası
resmi olarak son buldu, proje çöplüğe atıldı.


Gerçi şimdi de “Limasol’da doğalgaz sıvılaştırma tesisi kurup, kendi çıkartacağımız,
İsrail’in ve Mısır’ın doğalgazını Avrupa’ya gemilerle göndereceğiz” hayalini ortaya
attılar. Sanki İsrail ve Mısır, böylesi stratejik bir uygulamayı Rumları adam sayıp
ellerine bırakacak kadar aptal!.
Neyse, Rumların bu pembe rüya ve hayallerine gülsek mi, ağlasak mı bilemedim.


Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
Dekan, Kıbrıs İlim Üniversitesi
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı