Misafir Almancılar yabancılar mı?

1960-70 kuṣağı hani Almancı çocukları var ya, bizler annesi ve babası olan  yetim ama tatilden tatile misafir, ama bir yıl boyu özlem hasretlik çeken çocuklarız. 


Çocukken bizimle oynayan babamız olmadı. Elimizden tutup okula kaydettiren karnemize sevinen üzülen ya da ders çalıṣtıranımız yoktu. Varsa Ebemiz dedemiz onların kucağında büyüdük sevgiyi saygıyı acıyı tatlıyı teselliyi masal ve hikayeleri onlardan öğrendik. 
****


Alfabeyi okukumayı ilkokula gitmeden dedem öğretmiṣti. İlk defter kitap kalem silgi siyah önlüğü bana alan ve elimden tutup 6 yaṣında okula kaydettiren rahmetli dedemdi. Babam Almanya'dayadı. 


Öğretmenlerle iyi dost olan dedemi kırmadılar. Okul Müdürü Celal Akbaş ve ilk öğretmenim rahmetli Recep Bilici beni çok sevmiṣti. Ne kadar çok okula baṣlamadan okulu sevmiṣtim...! Okuma öğrenme zevkim hiç mi hiç bitmedi. Sevgi eksikliğini okuyarak yazarak gidermeyi öğrendim.
***
Bizler her yıl yaz mevsimini heycanla günleri sayarak beklerdik...
Ayda bir defa gelen mektupları koklayan çocuklarız, baba anne yolunu merakla bekleyerek büyüdük. 
İzine gelen babamıza izine gelince dedemizin yanında koṣup sarılamazdık. Bir  çoğumuz babamızdan tokat bile yemiṣtir, gidip dedemize ağlayarak sarılmıṣızdır. Dedelerimiz bizim özlem gidermemizi isteselerde feodal yapı tarz vardı babanın büyüklerin yanında çocuklara sarılıp öpemizdiler, anneler babalar isteseler de toplumda ayıp derlerdi. 
*****
Almancı kadınları annelerimiz daha 20-30 yaṣlarında kocasız kalmıṣtı, kocaları ekmek parası bir traktör ya da biçerdöver almak yeni ev yaptırmak için Avrupa'ya 1960'larda iṣ güçlerini satarak avrupaya göç Etmeye baṣlamıṣtı. Artık bizim  Annelerimizin misafir kocaları vardı. Mark, Gülden, Frank, Ṣilin yüksek kurla TL ediyordu. 1 yıl yurtdıṣında çalıṣan ev yaptırıyor, traktör alıyorlardı kafada foter, ellerinde fotograf makineleri, omuzlarına asılı radyolu Grundig Pilips teyipleri vardı.

Akraba ve komṣular o zamanlar almancıya hoṣ geldin demeye gelir. Gömlekler, çikolatalar, sigaralar hediye olarak getirilirdi. 
Biz çocuklar pamuklu ya da tahta kalem sulu boylara ne sevinirdik. Kalemtraṣ silgi cetvel pergel defter Avrupadan gelmiṣse eğer babam getirdi diye onlarla yatardık.
Okula sevinerek götürürdük öğretmenlerimize gösterirdik. O sevincimiz bazen sınıfta kıskançlıga dönüṣürdü. Silgiyi kalemleri bazen yakın arkadaṣlarla bölüṣürdük. 
****
Misafir babalarımıza doymadan 3-5 haftalık izinleri biter her yıl sarılır ağlar yolcu ederdik. Özlem hasret mektupları ile gip gelirlerdi. O zaman evlerde Telefon bile yoktu. Ne dul ne de yetimdik ama annesiz babasız büyüdük. Almancı kadınları çarṣıya pazara gitmeye korkardı birileri bize bir laf söyler diye. Evin en büyük oğlu ya da dedelerimiz alıṣ veriṣ yapardı...! Almancı aile olmak kolay değildi bir eksik hep vardı. Sevgi ve babasızlık. 
*****
Gurbetciler 1970 li yıllarında dolmuṣ ya da otomobillerle gelmeye baṣladılar. O yıllarda yol yorgunluğu kötü yollarda çok aile izin yolunda kaza yapıp can verdi sakat kaldı. Yetim dul kalan o gençligin derdini kimse anlayamadı. Kimileri sarı kız buldu Avrupalı kadınları kuma getirdi. Ya da memleketteki eṣini çocuklarını unuttu selam bile göndermedi. Çok aileler yıkıldı. İṣte bizim gençlik belki maddi sıkıntı çekmedik ama sevgiden yoksun babasız annesiz büyüdük. 50, 60, 70 yaṣına gelenler iyi bilir gurbetcilerin özlemini hasretini. 1978-1980 lerde aile birleṣtirmesi ile avrupaya göçenler çok acı çekti kimileri kendini iyi yetiṣtirdi eğitime önem verip akademisyen oldu. Ekonomist, hukukcu, doktor hemṣire, mühendis sporcu yazar kalifiyeli iṣçi iṣveren olanlarımız var.  Ama hep bir yanımızda bir burukluk var ya anne ve babamızının cenaze haberine uçup gidiyor ya da  avrupadan uçakla tabutumuz gidiyor kimlerinide avrupa'da ki müslüman mezarlıklarına defnediliyoruz. 


Yaṣam ne garip değil mi ?
Kimse bizim  sosyo-psikolojik sorunlarımızı konuṣmuyor. 
Sadece ekonomik yönümüzü konuṣup muhasebemizi yapıyor.
****
Avrupalı Türkler,  Avrupa'da yabancı Türkiye'de almancı.
Sahi biz neyiz? tek amacımız sevgi saygı özlem hasreti çekmeden insan gibi huzurlu ve mutlu yaṣamak ve bir gün sessizce gözden gönüle iyi bir anı bırakıp göçmek istiyoruz. 

Benden bukadar kıymetli anılarınızı yorumlarda beklerim sevgili okuyucularım. 

Hoṣça ve dostça kalın
Necati Aydın