Türk şirketinin büyük başarısı: New York Fed’in teknoloji ortağı oldu. Proje, hedeflediği altyapı bakımından dünyada bir ilki gerçekleştirecek.

Türkiye’nin önde gelen finansal teknoloji şirketlerinden Colendi’nin geçtiğimiz eylül ayında satın aldığı İngiltere merkezli SETL, New York Federal Merkez Bankası çatısı altındaki New York İnovasyon Merkezi’nin (NYIC) dijital varlık kullanımı projesinin ana teknoloji ortakları arasında yer aldı. Projeye Citi, BNY Mellon, Wells Fargo, HSBC, PNC Bank, U.S. Bank, TD Bank, Mastercard ve Swift gibi finans dünyasının en önde gelen kurumları da dahil oldu.

Yapılan şirket açıklamasına göre, SETL proje kapsamında dağıtılmış defter (distributed ledger) teknolojisini kullanarak, dijital merkez bankaları ile ticari bankalar arasında müşterek çalışma ağı (interoperable network) oluşturabilmeyi test edecek. Proof-of-concept çalışması sonrası Tasarım ve Test adımları ile projenin devam etmesi planlanıyor.

Projenin hedeflediği altyapının gerçekleşmesi, dünyada dijital varlık işlemlerinde şimdiye dek karşılaşılan en önemli sorunlardan birinin ortadan kalkması anlamına geliyor. Söz konusu altyapı, dijital doların hayata geçirilmesinde gerekli şartlardan biri.

Düzenlenmiş sorumluluk ağı (RLN) kullanılacak

Çalışma, ilk defa Citi tarafından kavramsallaştırılan Düzenlenmiş Sorumluluk Ağını (RLN - Regulated Liability Network) kullanarak, merkez bankası yükümlülüklerini, ticari banka dijital para birimlerini ve banka dışı ihraççıların yükümlülüklerinin tek bir dağıtılmış defter teknoloji ağını kullanarak desteklemeyi hedefliyor.

Colendi iştiraki SETL’ın birçok dağıtılmış defter teknolojisi projesinde (SWIFT öncelikli olmak üzere) karşılaşılan ölçeklendirilebilme zorlukları ile başa çıkabilme kabiliyeti projeye dahil olmasında önemli rol oynadı.

Hedef, bankalar arası dijital işlemlerde mutabakat sorununu ortadan kaldırmak

NYIC (New York İnovasyon Merkezi) dijital varlık projesi, farklı özel bankalar tarafından çıkarılan dijital para birimleri ile bankalar arası işlem yapmak istendiğinde, her biri blok zinciri, yani dağıtılmış defter teknolojisi temeline dayansa da, tasarımlarındaki farklılıklar nedeniyle aralarında uyum olmamasından kaynaklanan bir mutabakat sorununu çözmeyi hedefliyor.