ÜRETMEDEN TÜKETMEK NE YAPAR ?

TÜRK ÜRETİMİ :

TÜRK ULUSUNUN ÜRETGEN VE YILMAZ KİŞİLİKLERİYLE YÜKSELECEK , YURDUMUZU BAĞIMSIZ, EGEMEN VE BAŞI DİK YAPACAK..

Şöyle yakın çevremizden başlayarak , gitmesek bile dünyanın öteki ucuna dek , yaratılıştan gelen verilere , kaynaklara , güzelliklere , güçlüklere ve sığlıklara baktığımız da , bazı ülkelerin yeraltı kaynaklarının çok zengin olmasına karşın , onu değerlendirebilecek eğitilmiş , yetişmiş bilgili insan gücü olmadığı için varsıllığın üzerinde yoksulluklarını en derin acıyla , itilmeyle, kakılmayla ve hiçte saygın olmayan konumlarıyla ayakta kalmaya çalıştıklarına , varlıklarını sürünerek de olsa sürdürmeye çalıştıklarına tanık olmaktayız.

Latin Amerika , Ortadoğu ve Afrika da bu tür ülkeleri sıklıkla görebiliriz..

Yaşadıkları yurt toprağının altında bulunan değerli madenleri , yeryağını , uçguyu , suyu vb,, kendi gücüyle işleyemedikleri , çıkaramadıkları için onu sömürmeye , onu işgal ve yok etmeye hazır yabancıyı , sanki bir kurtarıcı gibi yurduna girmelerini alkışlar konumlarıyla içler acısıdır.. Eğer bir ülkenin üzerinde esen yeli , Güneşin aydınlattığı ışını , akıp giden suyu , ormanı , madeni , toprağı ve on binlerce gizil kaynağı değerlendiremeyip , karşısına geçip çaresizce bakıyorsa , o topraklar , o toplumun yurdu olmaktan kısa sürede çıkar ve o toprakları değerlendire-bilenler , kendi ülkesinin çıkarları için önce o halkı köle gibi kullanır , hemen ardından o topraklara egemen olur ve yurt el değiştirir . Dillerini , törelerini , değerlerini , egemenliklerini , bağımsızlıklarını ve en sonunda da varlıklarını yitirmeyle yüz yüze kalırlar.. Geçmiş bunun pek çok örnekleriyle doludur.

Türk ulusunun yurdu 780 000 km / kare , Türk ulusu da 80 milyon olarak bu toprakları yurt edinmiş ve üzerinde en azından 8000 yıldır yaşamaktadır.. Yaşadığımız yurt öyle bir yerde konuşlanmıştır ki, dünyanın en zor ve çetin koşullarını da bağrında barındırıyor.. Bu yüzden şöyle demişler “ Anadolu öyle bir kısraktı ki eğer binicisi iyi değilse üzerinden atar. “ Biz İngiltere gibi , Japonya gibi bir ada ülkesi değiliz . Biz Almanya , Amerika gibi doğal korunakları olan bir ülkede değiliz… Neredeyse acunun odak noktasındayız . Pergeli Ankara ya koyduğumuzda çizilen çember içinde yok ,yok … Gözü olanların gözleri yurdumuzda , amaçları olanların tuzakları yanı başımız da , daha ötesi bilinci sığ ve satın alınması kolay olanları da eklerseniz ateş çemberi içindeyiz…

Yer altı kaynaklarımız çeşitli olsa da öyle gürül , gürül de değil .. Ayrıca bizim dışımızda bizden olan soydaşlarımız da var.. onlarda Türk ulusunun yüce ve güçlü olmalarını bekliyor, omuz veriyor ve izliyorlar.. Yükselecek güçlü bir Türkiye dünyanın çehresini olumlu yönde değiştirebilecek güçleri kendi içinde taşımaktadır. Türk ulusunun her bireyi “ulusuna tekin , özüne metin , düşmanına çetin “ bir anlayışla donanmak için daha bilgili , daha çalışkan , daha çok öğrenen , daha çok üreten , daha sevecen , ve daha hoşgörülü bir konuma gelmek ve hiçbir yabancının gölgesine sığınmadan, öz gücümüzle ,yabancıya güvenerek değil ! Önce kendi insanımıza güvenerek , kendimize yeter konuma gelmek zorundayız..

Bu bizim öz saygımızın , adam gibi yaşama isteğimizin , çocuklarımıza ve torunlarımıza erkin yurt bırakma zorunluluğumuzun tartışılmaz ve sarsılmaz gereğidir.. Bu bir borçtur , ödenir.. . www.bilimuygula.com bu düşünce ile küçük, ancak anlamlı bir adımla kurulmuştur.. Türk ulusuna kimse vize uygulayamaz , kimse iş buyuramaz , kimse aşağılayamaz , kimse işlerimize karışamaz , kimse işimize burnunu sokamaz , kimse efendilik taslayamaz….

Bunlar gücümüze gidiyor… Türk ulusu olarak bilimle dost olacağız , bilime katkıda bulunacağız… Ve çağdaş uygarlık orununda yerimizi alacağız…. Bunu tüm dünyanın yaptığı gibi biz de yüksek ruh ve bilimle başaracağız….

Ferit Baltacı 

SANAYİCİ - ANKARA