Bir anlaşma düşünün ki uzlaşması 8 ay sürüyor. 8 ayda devletler kuruluyor, yıkılıyor, savaşlar oluyor, bitiyorken.

"İyi ki" diyorum, "Lozan gibi bir mücadelenin içine girmişiz." Sakarya savaşlarının, Büyük Taarruz'ların olduğu bir millî mücadeleden sonra Lozan gibi bir mücadele ne de güzel yakıştı milletimize! Adeta kutlu bir lütuf gibi... 

Bir anlaşma düşünün ki uzlaşması 8 ay sürüyor. 8 ayda devletler kuruluyor, yıkılıyor, savaşlar oluyor, bitiyorken... 

8 ay bir uzlaşma mücadelesi veriliyor hem de denizlerimize, topraklarımıza ve atalarımıza bomba yağdıran devletlerin temsilcilerine karşı. 

Meğer Lozan'a gidenler; bir yurdun topraklarına yağan bombalardan daha tehlikeli, daha öldürücü olabilecek her ne var ise hepsinin farkındalarmış. 

Egemen devlet ne demek? Bir devlet nasıl egemen olur? Farklı etnik ve dini taraflar nasıl eşit ve ortak hukuktan faydalanır? Ne olursa barış, ne olursa toplumsal çatışma yaşanır? Bu sorular içinde kahrolmuş değil, bilakis; ne yapması gerektiğini bilen, tarihten acılar içinde büyük ibretler çıkarmış, kararlı, onurlu adamlarmış... Ne büyük, ne kutlu adamlar... 

Yüzyıllarca devletimize musallat olmuş yabancı devletlerin önce topraklarımızdaki pençelerini imha etmeyi, ardından hukukumuza, maliyemize, bürokrasimize, ordumuza ve din işleri dahil tüm işlerimize geçirdikleri kanlı dişlerini kırmayı boyunlarının borcu olarak görmüş bu adamlar, bize 8 ay süren bu mücadele sonunda çok değerli bilgiler bırakmış. 

Her satırı adeta bir destanın mısrası gibi olan Lozan sürecinin bütün ayrıntılarını bilmeden ve aynı duyarlılığa sahip olmadan geleceğe uzanmak ve yerimizi en asil şekilde alabilmek ideali, bizim için zor olacaktır değerli dostlarım.

Lozan'ı bilelim, Lozan'ı öğretelim...