Zor İnsanlarla Başa Çıkmak

Hayatımızın her alanında zor insanlar bulunur…

Belki sürekli anlayışsız davranan bir iş arkadaş ya da özel hayatımızdan bir kişi.

Ya da kronik olarak her şeyden şikayet eden ama hiçbir şeyi düzeltmek için sorumluluk almayan biri.

Muhtemelen bize sanki kişisel hizmetçileriymişiz gibi kaba davranan bir müşterimizdir.

Hatta ona bir soru sorduğumuzda bir oyun alanı zorbası gibi davranan patronumuz bile olabilir.

Ya da hakkımızda dedikodu yapan ve hatta yalanlar söyleyen bir arkadaşımızdır. Belki de sonuç almak için güvendiğimiz, teslim tarihlerini sürekli kaçıran ve verdiği sözleri asla yerine getirmeyen bir kişi.

Hatta ailemizin bir üyesini dahi zor insan olarak algılayabiliriz.

Hayatımızdaki rolleri ne olursa olsun, bu kronik sinir bozucu insanlar zamanımızı boşa harcamamıza sebep olur, size bir miktar paraya mal olur ve hayatımızı çekilmez hale getirir.

Tabi ki bir an önce gitmelerini dileyebiliriz. Ama gerçek şu ki, zor insanlar yanımızda kalmaya devam edecekler. Bu konuda bir şeyler yapmak bizim elimizde.

"Durum umutsuz, onları değiştirmek için yapabileceğim hiçbir şey yok!" da diyebilirsiniz ve bu muhtemelen doğrudur- ancak durumu değiştirmek için genellikle BİZİM mutlaka yapabileceğimiz bir şeyler vardır.

Biraz düşünürsek, elimizden bir şeyler gelir.

Hızlı tempolu, bilgi ve yenilik dolu bu hayatta, zor insanları nasıl teşhis edip, onlarla başa çıkmak zorunda olduğumuzu, nasıl analiz edeceğimizi ve bu durumu iyileştirmek için nasıl harekete geçeceğimizi öğrenebiliriz.

Günümüzün birçok alanında, hayatımızdaki zor insanlarla olan ilişkilerimizi bile geliştirebiliriz. En azından, her gün onlarla uğraşırsak hayatımızı daha katlanılabilir hale getirerek stratejiler öğrenmiş oluruz. Önemli olan, en iyi hareket tarzımızın ne olabileceğini bilmemiz ve buna göre o zor insanı dilediğimiz gibi şekillendirmemizdir.

İlk olarak ona mutlaka zor biri olduğunu anlatmayla ise başlayabiliriz. Bunu kırıcı ve gaddarca değil, nazik ve düşünceli bir şekilde yapmalıyız.

- Senin kendince doğru gördüğün tavrın, beni zorluyor ve kendimi iyi hissetmiyorum

- Bana karşı lütfen daha saygılı ol…

- Seni anlıyorum, lakin bakış açın benimkiyle örtüşmüyor, bir de söyle düşün...

- Lütfen şu söylediğini başkasının sana söylediğini düşün ve ne hissettiğini bana anlat.

- Sanırım zor bir gün geçiriyorsun, senin için ne yapabilirim?

Anlayış ve yardımlaşmak, empati yapmak kişinin temeli ihtiyacıdır. Genelde bu konuda çok fazla düşünce sarfetmesek de aslında hepimiz doğru analiz edilip, doğru anlaşılmak isteriz. Sözümüzü tartarak ve nazikçe söylersek, karşımızdaki insanı hem kırmamış, hem kucak açmış, hem de bizimle konuşmasını sağlamış oluruz.

Bu hayat tarzına ilk olarak kendimizden de başlayabiliriz.

Sabah kalktığımızda yüzümüzü yıkadıktan sonra, aynaya bakıp:

- Bugün nasılım?

- Gözlerim ne renk?

- Cildim nasıl?

- İyi görünüyorum.

- Saçlarım çok güzel.

Gibi sözler diyerek güne baslarsak, dudaklarımızı bir gülümseme için biraz yanaklarımıza doğru kaydırırsak, pozitif bir güne geçiş yapmış oluruz.

Evden mutlu bir şarkı mırıldanarak kendimizi sokağa süzülürcesine bırakabilirsek, o gün verimli bir gün olacaktır. Ve tüm insanlara, evrene bu enerjimizi yükleyeceğiz.

Belki de o zor insan bendim/sendin.

Candan Işık